Öğrencinin Alım Gücü Ne Durumda?
Her gün birçok sorunla muhatap olup yaşam mücadelesi veriyoruz. Ama en çok gündemimizde olan konuya enflasyona bağlı değişen alım gücü dersek yanlış olmayacaktır herhalde. Çünkü bütün çalışmalarımıza, verdiğimiz emeklere rağmen sürekli alım gücümüz düşüyor, fakirleşiyoruz. Şüphesiz bu konuyu çok farklı açılardan ele alabiliriz. Ancak bu yazıda artan enflasyonun öğrencileri nasıl etkilediğini inceleyeceğiz.
TÜİK Ekim ayı enflasyon oranlarını açıkladı. İncelemeye başlamadan önce bu verilere de yer vermek gerekmekte. TÜİK’in verilerine göre:
- Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık %19,89, aylık %2,39 arttı
- Yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık %46,31, aylık %5,24 arttı
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) verilerine bakalım. 2020-2021 eğitim ve öğretim yılında yükseköğretime kayıtlı 8 milyon 240 bin 997 öğrenci var. Bu öğrencilerin ise 1 milyon 900 bin 647’si birinci veya ikinci öğretime kayıtlı. Birinci ve ikinci öğretimdeki öğrencilerin KYK kredisi veya bursu alma istatistiklerine baktığımızda ise durum şöyle: 969.237 öğrenci kredi 447.554 öğrenci ise burs almaktadır. Yani daha basit bir ifadeyle 10 öğrencinin 5’i kredi 2’si ise burs alarak geçimlerini devam ettirmektedir. (Alemdar, 2021)
2021 Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) burs/kredi miktarı 650 TL olarak belirlendi. Yakınlarda ise burs/kredi miktarına 2022 yılında ne kadar zam geleceğinin açıklanması bekleniyor. Şimdi gelin 1 yıl önce 650 TL’nin değeri ile şimdiki 650 TL’nin değerini ve bu miktarlar ile alınabilecek şeyleri kıyaslayalım.
1 Yılda Değişen Alım Gücü
- 2020 Ekim ayında 650 TL ile alabileceğimiz bir ürünü, 2021 Ekim ayında almak istediğimizde 779,29 TL ödeme yapmamız gerekmekte.
- 2020 yılında 550 TL olan KYK burs/kredisi ile 1,7 gr altın alabiliyorken, 2021 yılında 650 TL olan KYK burs/kredisi ile 1,2 gr altın alınabiliyor.
- Yine 2020 yılında 550 TL’ye 93 Dolar alınabilirken, 2021 yılında 650 TL’ye 78 Dolar alınabilmekte.
(Alemdar, 2021)
Bu verilerine baktığımızda Türk Lirasının ne kadar değer kaybettiğini dolayısıyla alım gücünün nasıl azaldığını net bir şekilde görmekteyiz. Başka bir somut örnek vermek için Arayüz Kampanyası olarak 2020 yılında yayınladığımız Öğrenci Ekonomisi Raporumuzdaki verilerine bakalım. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Hukuk Fakültesi 4. Sınıf öğrencisinin eğitimi adına gereken kitapları alabilmesi için ödemesi gereken ücret 524 TL’ymiş. 2021 yılında ise öğrencinin aynı kitapları alabilmesi için 928 TL ödemesi gerekiyor. Ki bu durumda öğrencinin aldığı KYK bursu/kredisi eğitimi için ihtiyacı olan kitaplara dahi yetmemekte.
Maalesef bu listeyi uzatmak çok mümkün. Birçok öğrencinin KYK bursu/kredisiyle geçindiğini düşündüğümüzde yapılacak yeni zammın enflasyon ile orantılı olması öğrenciler açısından büyük önem taşıyor. Bu konuda ise istatistiklere baktığımızda pek de ümitvar olamıyoruz. Şöyle son 5 yıla göre verilen KYK burs/kredi miktarlarına ve bu miktarların günümüz enflasyonuna uyarlanmış hallerine bakalım:
Yıllara Göre KYK Burs/Kredi Miktarı
- 2017 yılında 425 TL verilen KYK burs/kredisinin bugünkü karşılığı 768,09 TL
- 2018 yılında 470 TL verilen KYK burs/kredisinin bugünkü karşılığı 720,48 TL
- 2019 yılında 500 TL verilen KYK burs/kredisinin bugünkü karşılığı 666,09 TL
- 2020 yılında 550 TL verilen KYK burs/kredisinin bugünkü karşılığı 655,89 TL
- 2021 yılında ise öğrenciler 650 TL burs/kredi aldı.
Görüldüğü üzere ülkedeki enflasyon oranına göre verilen KYK burs ve kredisinin miktarı sürekli azalmış. Dolayısıyla öğrencinin alım gücü de ciddi anlamda azalmış durumda. Bununla birlikte geri ödeme konusunda bu azalma söz konusu değil. Alım gücündeki azalmaya rağmen öğrencinin ödeyeceği borç günden güne artmakta. Çünkü borç hesaplaması yapılırken Yİ-ÜFE baz alınıyor. Yazının başında TÜİK’in açıkladığı oranları vermiştim. Bu da demek oluyor ki bugün borcu hesaplanan bir öğrenci için aldığı her 100 TL’yi 146,31 TL olarak geri ödemesi istenecek. Zaten iş bulmakta zorlanan gençler hayata yüklü bir borçlarla başlıyor.
Peki öğrencilerin hayatlarındaki bu sorunlar nerede konuşuluyor?
Daha önemlisi çözümü için ne yapılıyor. Önce karar alıcılar açısından bakalım. Sırası (!) geldiğinde karar alıcıların gündemine giriyor, söylemlere konu oluyor pekâlâ. Ama bunun çözüm getirmediğini zam örneği ile somutlaştırmıştık. Sorunun muhatapları yani öğrenciler açısından baktığımızda ise yoğunlukla sosyal medya vasıtası ile yaşadıklarını anlatıyor ve çözüm taleplerini dile getiriyorlar.
Dışarıdan bakan karar alıcılar sorunu anlamak noktasında yetersiz kalmaktadır. Bu da çözüm üretememelerine neden olmaktadır. İşte bu sebeplerden dolayı çözülemeyen sorunlarda bir temsiliyet sorunu olduğu açıkça görülmekte. KYK burs/kredi miktarı veya krediler için geri ödeme sorunlarının bir türlü çözüme kavuşamaması aksine etkisini arttırarak devam etmesinin ardında da bir temsiliyet sorunu var. Bu sorunların çözülebilmesi için sorunun muhatapları olan gençlerin de karar masalarında söz sahibi olması gerekiyor. Aksi takdirde bugüne kadar olduğu gibi popüler söylemler üretmekten öteye gidilemiyor, gidilemeyecektir de.