Temsil Edilmek İstiyoruz
Demokrasilerin en güzel yanı insanların yönetimde temsil edilmeleridir. Temsil edilerek ya da temsil ederek sorunlarımızı çözebilir, geleceğimizde söz sahibi olabilir ve yaşadığımız ortamda yapılacak olan değişikliklere dair kendi düşüncelerimizi dile getirebiliriz. Bunlar ile sadece sözlü müdahaleler, itirazlar düzeyinde kalmayıp icraatleri de etkileyebiliriz. Bu elbette bir insan için çok anlamlıdır.
Peki ya biz de durum ne?
Türkiye demokrasisinde temsil edilmek kolay bir iş değil. Öncelikle aşmamız gereken engeller var. Bunların türü değişse de temsilin önünde oluşturdukları engeller pek de değişmiş sayılmaz. Gelin bu engellere birlikte bakalım. İlk engel yaş. Yaş engeli oldukça abes bir şekilde uzun yıllar sürdü. 18 yaşında bir genç 1995 yılından beri seçimlerde oy kullanma hakkına sahip durumda, öncesinde bu yaş daha da yüksekti.
Yaş engeli düzenli şekilde indirilmedi. Kimi zaman düştü kimi zaman yükseldi. Sonuç olarak seçme yaşı 1995’te 18 yaşa indi. Her neyse biz konumuza dönelim. 18 yaşında bir genç 1995 seçimlerinden beri oy hakkına sahip ancak seçmenin yanı sıra seçilmek istediğinde durum değişiyordu. 1995’ten 2017’ye kadar seçilme hakkına sahip değildi. Sonrasında bu durum da düzenlendi ve 2017 yılından itibaren 18 yaşında bir genç meclise girebiliyor! “Yaşasınnn” demeyi çok isterdim ama maalesef durum bu kadar da basit değil. Hala temsil edilmemizin önünde engeller var. Yaş engeli kalkmış olsa dahi siyasete girerek hayatlarımızı etkileyecek olan kararların alım süreçlerine dahil olamıyoruz.
Neden mi?
Aslında nedeni çok basit. Sisteme girmek için gerekenlere sahip değiliz. 18 yaşında bir gencin 2017 sonrasında meclise girebilmesi için hem ekonomik hem de sosyal gücü olmalı. Ne demek şimdi bu derseniz gençlerin seçimlerde seçilebilmesinin önünde oluşan engellerin en temel iki noktası diye ifade edebilirim. Gelin kısaca açıklayayım bu durumu.
Türkiye’de ulusal mecliste yer alarak temsil sağlamak oldukça zor bir iş. Bir genç ulusal bir temsilde görev almak istediğinde milletvekili aday adayı olabiliyor. Ancak bunun için ödemesi gereken ücreti, kampanya yaparak harcayacağı parayı karşılasa dahi aday olması için yeterli duruma gelmiş olmaz. Bir genel başkanın sizi seçimler sırasında listeye yazması gerekiyor ki aday olabilesiniz. Elbette bazı partiler ön seçim süreçleri işletiyor ancak bu yaygın değil. Gençler olarak burada yeteri kadar sosyal sermaye ile süreçte mücadele etmeye devam etmemiz gerekiyor.
Tüm bu süreçleri bir şekilde atlayanlar var mı? Elbette var. 2018 genel seçimlerinde tam tamına 8 kişi bu süreçleri atladı ve meclise girdi! Tebrikler. 600 sandalyeli mecliste 8 sandalye ile temsil edilmekteyiz. Gençlerin Türkiye nüfusuna oranına bakacak olursak en az temsil edilen kesim olduğunu anlamamız zor olmaz. Türkiye’de 18-29 yaş aralığı nüfusun %18,6’’sine denk gelmesine karşın mecliste temsil oranı %1,33’tür.
Ayrıca temsil mekanizmasında yer alan sorunlar yüzünden genç olarak meclise girmiş her vekilin genç temsile olumlu katkı yaptığını da söylememiz mümkün değil. Böylesine bir sistemin sonucunda meclise girmek kolay değil. Bu yüzden geneli temsil eden gençlerden ziyade bir şekilde sistemin üstesinden gelmiş, ayrıcalıklı gençlerin meclise girdiğini söylemek abartı olmayacaktır.
Tüm bunların üzerine gençlerin sorunlarının anlaşılmasını, ihtiyaçlarının bilinmesini ve bunlara yönelik çözümler beklenmesi oldukça komik duruyor. Temsil edilmek ve temsil edebilmek en temel haklarımız. Biz bu haklara erişmek istiyoruz. Bizi anlamanız ya da üzerimizden bizi tartışmanız değil isteğimiz. Biz temsil hakkımızı istiyoruz. Geleceğimiz üzerinde söz hakkımız olmasını ve karar masalarında yer almak istiyoruz.